Longoz Ormanlarına ‘3’ Kala İğneada

Longoz Ormanlarına ‘3’ Kala İğneada

 

Doğanın yeşilini emin adımlarla kaybederek ilerlemeye devam ediyoruz. Karadeniz, Akdeniz, Ege derken şimdiki rota Marmara Bölgesi. Bu seferki katliam ‘Nükleer Enerji Santralleri’. Kısaca, algı oyunları ile temiz ve yeşil enerji adı altında pazarlanan küresel nükleer silah fabrikaları diyebiliriz.

Türkiye’ye dönüp baktığımızda da nükleer enerji santralleri için yıllar önce imzaları atılmış katil projeler, Mersin ve Sinop’tan sonra Trakya’da 3. Nükleer Santral Bölgesi olarak Kırklareli/İğneada katliamın son durağı oldu.

İğneada longoz ormanları nerede yer almaktadır?

Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı, Trakya’nın Karadeniz sahilinde bir kasabadır. İğneada, 22 kilometrelik bir sahile sahiptir. 3.155 hektarlık Longoz Milli Parkı’nı içinde barındırır.

longoz ormanları iğneada-3

 

İğneadayı neden korumalıyız?

Çünkü  ;

Amazon ve Afrika Kongo Havzası’yla birlikte dünyadaki 3 longozdan biri olması.

İğneada’da eko-turizm için önemli bir potansiyelin mevcut olması.

İğneada çevresinde yörenin tarihine ışık tutan birçok tarihi yapının yer alıyor olması.

Türkiye’nin balıkçı barınakları içerisinde en büyük 3. liman olması.

Hamam Gölü ile Bulanık Dere’nin denize döküldüğü yer arasında kalan ve Aypolos denilen bölgede tümülüsler, höyükler, eski bina kalıntıları ve kırklara ait mezarlar yer almaktadır.

Birçok yaban hayvanının faunasını da oluşturur. (Yaban kedisi, yaban domuzuyaban tavşanı, kır tavşanı, karaca…)

Türkiye’nin kuş varlığını oluşturan 454 kuş türünden yarıya yakını (194 tür) yıl içerisinde İğneada’da görülebilmektedir. Alan çok sayıda su kuşu ve yırtıcı kuşun, özellikle de leyleklerin (ak ve kara leylek) sonbahar göçünde geçiş yoludur.

longoz ormanları iğneada-2

 

Longoz ormanları ve kumullar, alandaki hassas ekosistemlerdir.

Nükleer enerji santrallerine karşı çıkmamız için yukarıdakiler, geçerli nedenleri oluşturuyor.

İçinde yaşadığımız sistem, insanı insana yabancılaştırmakla kalmayıp insanı doğaya yabancılaştırıyor!

Şimdi soruyorum:

İğneada, nükleer enerji santralini hak ediyor mu?

Doğa ana hak ediyor mu?

Şöyle bir gerçek de var ki; Çernobil’in üzerinden yıllar geçmesine rağmen Trakya’da izleri hala devam ediyorken İğneada’ya nükleer santral yapılması doğru mu?

Doğayla kalın!

Bir cevap yazın