İlk Uzun Yolculuğum

İlk Uzun Yolculuğum

Bin kilometrelik bir yolculuk hikayesi başlıyor. İlk uzun yolculuğum olması sebebiyle, takviye ekipsiz olmayacağı kesindi. Şanslı ekip; kardeşim, eşi ve arabalarıydı.

 

Bu seyahatin özü, aileye yapılacak olan bir bayram ziyareti olsa da, seyahati hafif bir manipülasyonla motosiklet yolculuğuna çevirmiş oldum.

Oysa ki bayram planları tam bu yönde değildi ancak eldekini değerlendirmek her zaman işin özüdür bence. Yazımdaki resimlerle, tüm planların ne kadar spontan ve esasında plansız olduğunu görebileceksiniz.

Araba yolculuğu ile az da olsa farklı olacağını tahmin etmiştim 🙂

motorcu-1

Esasında farkından çok,benzerliklerini yazarsam daha hızlı olacak, her ikisi de A noktasından B noktasına gitmenizi sağlıyor, bu kadar.

Ancak aradaki yol bambaşka tecrübelerle dolu.

Herşeyden önce, çevre ile girdiğiniz ilişki hiçbir filtreye takılmadan önünüzde.

Bu bol bol vermeniz gereken molalarda, karşılaşmanız  insanlar ile olabilir ya da yolculuk esnasında geçtiğiniz yoldaki mis gibi çam kokuları olabilir.

motorcu-2

Bunlar güzel tarafları, kaskınıza çarpan böcekler, ancak önünüzdeki araçtan dışarı atılan çöpe denk gelmeniz de olasılıklar dahilinde.

İlk Uzun Yolculuğum da hoşuma giden konulardan biri de; hep duyduğum ve deneyimleme fırsatını elde ettiğim “motorcu dayanışması”. Her motorcu mutlaka birbirine selamını “çakıyor”. Yolda durduysanız mutlaka “hayırdır” diye soruyor.

Belki mevcut sorunlarımızı çözmek için ihtiyacımız olan, ülkece böyle bir ortak paydayı tekrardan bulmaktır.

Bayram trafiğinde olabilecek tüm avantajları kullandığımı söylemekte bir keyif olacak. Gerek Eceabat’a 10km kala duran trafiğe takılmamak, gerek feribot sıralarında en öne geçmek, gerekse tüm yol çalışmalarında durmadan geçmek büyük kolaylıklar. Güzel ama kısa bir motor yolculuğu ile seyahatin sonuna yaklaşıyorduk.

motorcu-4

Herkesin keşfetmek istediği ya kendi ile ilgili yada başka bir konuyla ilgili birşey vardır mutlaka, bunun için hazzını tam yaşayacağı bir aktivite bulmasının yararlı olacağını düşünüyorum.

Ben ilk adımı attım sanırım, ufak ama yine de adım. Bu adım,  sürekli yüksek tempo yada odaklanma gibi beyni yoran unsurlara karşı “anti-oksidan” etkisi yapıyor, uzun vadede daha sürdürülebilir bir hayat performansı vaadediyor.

Kulaklığı ve kaskı takıp müziği açıp yola çıkmak gerekiyormuş.

Geri dönmek üzere Bozcaada’nın çaprazından, Beşiktepe’den sabah itibarı ile yola çıkıyoruz.

Bir cevap yazın